ozgelokmanhekim

ozgelokmanhekim

ozgelokmanhekim is one of the top Sport/Fitness influencer in Turkiye with 120499 audience and 0.31% engagement rate on Instagram. Check out the full profile and start to collaborate.

120.5k

AudienceAudience

0.31%

Engagement

Get in touch
list-cover
location Turkiye
verifyVerified account
fast-reach-outFast reach-out capability

Niche categories

Sport/Fitness


Book Lovers


Portfolio

Standout projects making waves around the web

image
image
image
image
image
image
image

Babamla rutinlerimizde gittiğimiz yerleri merak ediyorsunuz. Sizinle listemizi paylaşıyorum. Bu listeden deneyip beğendiklerinizle sizin önerilerinizi yorumlara beklerim. 1) Pide için Kızıltoprak’ta @bafrapidecoskunkuru 2) Döner için farklı şubeleri olan @donercialiusta 3) Lahmacun için Göztepe’de Gaziantep Lahmacun ve Pide Salonu (Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi’nde) @gaziantep_lahmacun1987 4) Gözleme için Göztepe Özgürlük Parkı içindeki tesis 5) Kokoreç için Bostancı minibüs caddesinde @bostancimeydankokorec 6) Kahve ve çay için - yanında lokumla - Kadıköy’deki @hacibekir1777 7) Arada Türk kahvesi ve dereotlu poğaça için @thecoffeecompany İşbirliği değildir #marka/mekan ismi göründüğü için reklam

276
image
image
image
image

Ödüllü resimli kitap yaratıcısı @ilustrajo’nun tarzını seviyorum. Kayıp ve Sular Altında isimli kitapları da Türkçeye çevrildi. Havuçlar Aşkına ise farklı bir yayınevi etiketiyle okurlarla buluştu. Bay Tavşan yalnızlığı seviyor. Yalnızken yapabildiği pek çok şey var. Bahçesinde yürüyen, konuşan bir havuç yetiştirdiğinde ise işler tersine dönüyor. Havuç, Bay Tavşan’ın arkadaşı olmak istiyor ancak Bay Tavşan yalnız kalmak istiyor, arkadaşa ihtiyacı olmadığını düşünüyor. Ancak beraber zaman geçirdikçe birlikte eğlendiklerinin farkına varıyor ve Havuç’a bakışı değişiyor. Arkadaş edinmekle ilgili komik bir hikâye. Acaba biz de arkadaşlarımızı bahçemizde yetiştirebilsek nasıl olurdu? Çizimleri sıcak, dili eğlenceli. Çevirisi de @kidscandoanything’e ait. Sakın “Ama tavşanlar havuç yemiyor mu?, Bu kafa karıştırmaz mı?” demeyin bana. Kurtların vejetaryen olduğu, küçücük çocukların evde fil ya da kaplan beslediği kitapları okumuyor musunuz siz yoksa? 3-6 yaş okurların hoşuna gideceğini düşünüyorum. #özgelokmanhekim3yaş #özgelokmanhekim4yaş #özgelokmanhekim5yaş #özgelokmanhekim6yaş #resimlikitapönerisi Yayınevi ismi göründüğü için reklam - #işbirliğideğildir

201
image
image
image
image
image
image

Karşınızda bir yolculuk kitabı! Pek güzel, çok güzel. Bir kitabın fikir olarak doğmasından okuruna ulaşana kadar geçen süreçte neler olduğunu anlatıyor bu kitap. Sadece yazar-çizer-editör, yayınevi ve matbaa gibi daha çok bilinen kelimeleri, meslekleri ve görevlerini anlatmıyor kitap. Gravür, tipografi, renk kartelası, çok satan, forma gibi bu dünyanın kavramlarını da keyifli bir dille okurla paylaşıyor. İlginç bilgiler ve kıyaslamalarla konuyu merak uyandıran ve akılda kalan şekilde aktarıyor. @thepicturebookagency’nin kaleme aldığı, çizimleri @camille_de_cussac’a ait kitabın çevirisini @badebaran yapmış. Tasarımı ve canlı renkleriyle de ilgi çekici bir kitap olmuş. Baştan sonra okumak yerine her akşam bir başlığı okuyup üzerinde tartışmak, kendi bilgimizi ölçmek ve yeni şeyleri öğrenip sindirmek için de güzel bir araç olur. Bu kitabı okuyup çocuklar kendi kitaplarını tasarlayabilir, bir grup olup yayınevi kurabilir, bir kitap yayımlama oyunu oynayabilirler. #özgelokmanhekimkitapönerisi #özgelokmanhekim5yaş #özgelokmanhekim6yaş #özgelokmanhekim7yaş #özgelokmanhekim8yaş #özgelokmanhekim9yaş #resimlikitaplar #işbirliğideğildir Yayınevi ismi göründüğü için reklam

274
image
image
image
image
image

Kitabın yaratıcısı Heena Baek, Güney Koreli, bol ödüllü bir yazar/illüstratör. Kendisi 2020 yılında ALMA ödülünün sahibi olmuştu. Bolonya Çocuk Kitapları Fuarı’nda kendisiyle bir etkinlikte tanıştım, sohbet ettim. Son fotoğrafta fuarda bizi görebilirsiniz. Şimdi bu güzel ve farklı kitabı sizlere anlatma zamanı. Tong Tong, misketlerle oynamayı seven, köpeğinden başka arkadaşı olmayan bir çocuktur. Aldığı yuvarlak şekerlerin tadına bakınca işler karışır. Önce evdeki kanepe konuşur, ondan istekleri olur. Sonra köpeği ile şekerler sayesinde iletişim kurar. Büyükannesi ve babası ile de bu şekilde konuşur. Tong Tong’un babası biraz sert mizaçlı bir babadır ve evde pek çok kural koymuş, oğlundan beklentisi fazla biridir. Şekerler Tong-Tong’un babasıyla ilişkisini de değiştirecektir. Bir sonraki şeker parçası onu evden dışarı çıkarır Tong-Tong, şekerleri yerken, başka bir çocuğun onu izlediğini fark eder. Son şeker çocukla arkadaş olmasını sağlar. Yalnızlıktan arkadaş sahibi olmaya, utangaçlıktan adım atma cesareti göstermeye, yardımlaşmaya ve aile ilişkilerine değinen katmanlı bir kitap bu. Kitabın hikâyesinden ziyade çizimleri de çok ilginç. Heykeller, farklı materyaller kullanarak okura 3 boyutlu hissi veren bir kitap yaratmış Heena Baek. Bir filmden kesitler kitaba yerleştirilmiş gibi duruyor. Kitabın bir de kısa animasyon filmi var. Daisuke Nishio’nun yönettiği film Japon animasyon stüdyosu Toei Animation tarafından 2024 yılında tamamlanmış. 21 dakikalık filmin tamamlanması dört yıl sürmüş. Pek çok ödül- adaylığın dışında 2025’te Oscar - kısa animasyon dalında aday oldu. #özgelokmanhekimkitapönerisi #özgelokmanhekimingilizceçocukkitabıönerisi #özgelokmanhekimkitapönerisi #özgelokmanhekim4yaş #özgelokmanhekim5yaş #özgelokmanhekim6yaş #işbirliğideğildir - yayınevi ismi göründüğü için #reklam

127
image

Çocuklar çizgi roman okumayı seviyor. Çizgi roman denilince sadece Red Kit, Asterix ya da Ten Ten gelmesin aklınıza. Artık nitelikli içeriğe sahip pek çok çizgi roman var. Bunlar oğlumun sevdikleri ve keyifle okudukları. Liste onun listesi yani. 9 + yaş çocuklar okuyabilir bu kitapları. Çizgi romanları neden seviyorum? Görsel anlatım gücü yüksek, macera içeriyor, neden-sonuç ilişkisini okur net görebiliyor, merak uyandırıyor, hızlı okunuyor, görsel algıyı destekliyor… Daha çok sayayım mı? Bunlardan hangisini okudunuz? Sizin evde sevilen çizgi romanlar hangileri? Gelin beraber bir liste yapalım. #özgelokmanhekimkitapönerisi #özgelokmanhekimçizgiroman İşbirliği değildir *Yayınevi isimleri göründüğü için reklam

739
image

Bir nefes molasında düşünüyorum yaşadıklarımı. Bir süredir hastanedeydik. “Her şeyin başı sağlık” diyorlar ya, doğru. Sağlık olmayınca hayat duruyor sanki, akmıyor. Her şey ikinci planda kalıyor. Yapılacak işler, günlük rutinler hepsi askıya alınıyor. Hastanede neler gördüm, neler yaşadım, biraz daha büyüdüm. İyi bir gözlemciyimdir. Etrafımın da farkında geçirdim günlerimi. Yoğun bakımın kapısında beklerken oğlunun hayati tehlikeyi atlatmasını bekleyen bir anne-baba da yanımdaydı, güzel haberi alınca sarıldık anneyle, beraber ağladık. Ameliyattan çıkıp “Annem nerde? Canım yanıyor!” diye ağlayan çocuğu görünce ben de ağladım. “Tanımadığın biri için böyle ağlanır mı?” dediler, “Ağlanır,” dedim. Çok ağladım son günlerde. Korkudan ağladım, kalbim kırıldı ağladım, hiç tanımadığım insanların acılarını görüp onlarla ağladım, sevinçten ağladım, abuk subuk şeylere gülmekten ağladım… Hayat akıyor, zaman geçiyor. Sağlık olmayınca gerisi boş… Kırgınlıklar, kızgınlıklar, birikip söylenmeyenler, söylenemeyenler… Hepsi kalıyor üstünde, bilmiyorsun kalan zamanı. O yüzden önce şükür, sonra sabır sonra yaşamaya bakacaksın, güzel yaşamaya. Bu ağır çuvalı bırakıp yaşamayı becerebilirsen ne mutlu sana! Doğan Canku’nun şarkıda dediği gibi “Yaşamak güzel şey, yeter ki ölüm olmasa…” Not: Babamı soran, arayan, yazan herkese çok teşekkürler. Şimdi iyi, daha iyi olacak ????

930
image

Benim için polisiye roman demek Agatha Christie demekti. Ortaokul yıllarımda tüm kitaplarını okumuştum. O zamandan beri pek polisiye okumuyorum. Bu kitabı Londra’da kitapçılarda görmüş ama almamıştım. Her yerde karşıma çıktı. En sonunda pes ettim, zaten üzerinde çok düşünecek metinler okuyamayacak bir ruh halindeydim. Başladım kitaba… Çok lüks bir bakımevinde kalan 3 arkadaş (ekibin dördüncüsünün sağlık durumu iyi değil) çözülememiş cinayet dosyalarını Perşembe Günü Cinayet Kulübü’nde tartışıyorlar. Bakımevine yeni gelen bir hemşireye de cinayet ile ilgili danışıyorlar. Bu kişi (Joyce) sonra ekibin yeni 4. üyesi oluyor. Bakımevinin ortaklarından biri evinde ölü bulununca işler karışıyor. Cinayet Kulübü bu cinayeti çözmeye çalışıyor. Merak uyandıran bir dili var, kurgusu güzel. Çok basit gibi görünen detaylar hikâyeye renk katıyor. Özellikle bakımevinde elden ayaktan düşmüş yaşlı insan klişesini yaşı olsa da zevkli, hayata bağlı, üretken ve hobileri olan kahramanlarla yerle bir ediyor. Bunu sevdim. Ekip elbette cinayeti- cinayetleri - çözüyor, mutlu sonla bitiriyoruz kitabı. Kitabın pek sevdiğim ünlü oyuncuların başrolde olduğu bir de filmi var. Ülkemizde de yayınlandı. Ama önce kitabı okumanızı öneririm. @misterosman’ın başka kitaplarına da bir şans vermeli miyim sizce? Siz bu kitabı okudunuz mu? #özgelokmanhekimkitapönerisi #richardosmanthethursdaymurderclub Yayınevi göründüğü için #reklam #işbirliğideğildir

171
image

Bugün anneliğimin 13. yılı. Zaman ne çabuk geçiyor? Bugün çok ama çok duygusalım. Artık bir ergen annesiyim. İtiraf etmeliyim (Bunu söyleyeceğimi de hiç düşünmezdim) bebeklik - çocukluk zamanlarını da özlüyorum. Annelik benim için her gün yeni bir macera, yeni şeyler öğrenme. Dönüp geçen zamanı değerlendiriyorum hep. Kalbinden taşan, kimse için hissetmediğin tarifsiz bir sevgi. Aklında hep bir şeyleri eksik ya da yanlış yaptığın düşüncesi ve bitmek bilmeyen bir vicdan azabı, yetememe hissi. Benden daha iyi olsun dileği ile benim hatalarımı yapmasın endişesi. Sürekli koruyup kollama dürtüsü. Annemle babamın ebeveynliklerinde, ergenliğimde neyi neden yaptıklarını anlamaya çalıştığım, kimi zaman hak verdiğim bir yerdeyim. Oğlum da büyüyor, sadece bedeni, yüzü, sesi değişmiyor. Duyguları, karakteri ve düşünceleri de değişiyor. Öğrenme hızına, yeniliklere açık olmasına, yaratıcılığına ve cesaretine hayranlık duyuyorum. Elbette tartışıyoruz. Sonra sarılıyoruz, dertleşiyoruz. “Yağmur yağmadı diye toprak buluta küsmez anneciğim” diyorum. Beraber dünyayı geziyoruz. Bazen üçümüz bazen de anne-oğul başbaşa. Ona öğretirken ondan da öğreniyorum. Her gün yeni bir fikir, yeni bir proje kafasında. Sayesinde sanatla daha ilgiliyim. Oğlumla olmak için yeni şeyler denemeye başladım. 40’ımdan sonra kaymayı öğrendim mesela, rap dinlemeye, Formula 1 yarışları izlemeye başladım. Başkaları onu üzünce ben ondan çok üzülüyorum ama çaktırmamak için elimden geleni de yapıyorum. Kalbi hiç kırılmasın istiyorum ama hayat böyle değil, öğrenmeli de diyorum. Tek başına, ayaklarının üstünde dursun diye bildiğimiz her şeyi ona da öğretmeye çalışıyoruz. Adaletli, dürüst, vicdanlı ve şefkatli bir insan olması için emeklerimiz. İyi ya da kötü ne yaparsa gelip bizimle paylaşsın istiyoruz, kapımız ona hep açık, bunu bilsin. Bir insanın büyümesine tanıklık etmek müthiş bir şeymiş, kendime notlar alıyorum. Yaşlanınca bu anları unutmayayım diye kayıt tutuyorum. Birlikte geçireceğimiz güzel günlerimiz, yapacağımız seyahatlerimiz çok olsun diye diliyorum.

631
image

Eric-Emmanuel Schmitt ile Bayan Ming’in Hiç Olmayan On Çocuğu kitabıyla tanışmıştım. Kalemini, hikâye anlatımını, sıra dışı kurgusunu sevmiştim. Bu kitabı da yolda okumak üzere almıştım. Sonra hep beraber Eylül ayında bu kitabı okuyalım diye karar verdik. Sanırım en son ben bitirdim, hepiniz benden önce okuyup bu postu beklediniz. Eric, teyzesinin ona Chopin çalmasıyla büyüleniyor. Yıllar sonra bu tutkusu onu Madam Pylinska’dan piyano dersleri almaya yönlendiriyor. Ancak bu öğretmen alışılmış kuralları hiçe sayıyor, farklı yöntemleri var. Çiçek toplamak, suya daireler çizmek, ağaçları incelemek… Bunların piyano çalmak ile ne ilgisi olabilir? Bazen bir şeyi başarmak için klasik yöntemler yerine alternatif yöntemleri denemek gerekebilir, üstelik bu yöntemler bizi başka alanlarda geliştirebilir, kendimizi tanımamıza ve neyi sevdiğimizi bulmamıza yardımcı olabilir. Belki mesele piyanoda Chopin gibi çalmak, onun gibi iyi olmak değil, çalarken onun hissettiği duyguyu paylaşabilmektir. Etrafta olan biteni fark etmek, anı kaçırmadan yaşamak bizim atladığımız, pek yapmadığımız bir şey. Okura da farkındalık yaratıyor. Madam Pylinska’nın eğlenceli ve farklı yöntemlerini sevdim. Keşke herkesin hayatında ona farklı bir bakış açısı getirecek, farklı bir yol sunacak bir rehber, öğretmen olsa. Sırada Yüzlerin Ötesini Gören Adam kitabı var. Şimdi sıra sizde, bu kitabı okuyan pek çok okur var aramızda. Sizlerin yorumlarını merak ediyorum. Ekim kitabımızı da paylaşacağım bu hafta. #özgelokmanhekimkitapönerisi #madampylinskavechopininsırrı #işbirliğideğildir *Yayınevi ismi göründüğü için reklam

233